1.
Atla da gel dereyi
Derin oydun yarayı
Uydun düşman sözüne
Serin ettin arayı
“Uymak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde dörtlükteki anlamıyla kullanılmıştır?
A) O, gittiği yere kolayca uyar.
B) Onun dediklerine uyup işini bıraktı.
C) Seninle zevklerimiz birbirine uyuyor.
D) Bu söylediklerin ne akla uyar ne mantığa.
--------------------------------------------------------------------------
Çözüm:
“Uymak” sözcüğü dörtlükteki “uydun düşman sözüne” dizesinde “dikkate almak, kabul etmek, tabi olmak” anlamıyla kullanılmıştır.
“Uymak” sözcüğü A seçeneğinde “uyum sağlamak”,
B seçeneneğinde “kabul etmek, dikkate almak, tabi olmak” anlamıyla,
C seçeneğinde “örtüşmek, benzeşmek” anlamıyla,
D seçeneğinde ise “uygun olmak, uygun düşmek anlamıyla kullanılmıştır.
Öyleyse “uymak” sözücüğü, B seçeneğinde dörtlükteki anlamı ile kullanılmıştır.
-----------------------------------------------------------------------------
2.
1- Kar yağınca alışverişi yarına bıraktı.
2- Öğretmen herkesin yerini değiştirdi, sadece Birgül’ü bıraktı.
3- Havalar soğuyunca öğlenleri yürüyüş yapmayı bıraktı.
4- Zeynep, evden çıkarken odasını olduğu gibi bıraktı.
“Bırakmak” sözcüğü yukarıdaki cümlelerin hangilerinde aynı anlamda kullanılmıştır?
A) 1 - 2
B) 1 - 3
C) 2 - 4
D) 3 - 4
------------------------------------------
Çözüm
“Bırakmak” sözcüğü birinci cümlede “ertelemek” anlamında,
İkinci cümlede “bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek anlamında”,
Üçüncü cümlede “bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek” anlamında,
Dördüncü cümlede ise “bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek anlamında” kullanılmıştır.
Öyleyse “bırakmak” sözcüğü, 2. ve 4. cümlelerde aynı anlamda kullanılmıştır.
-----------------------------------------------------
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “pencere” sözcüğü soyut bir anlam taşır?
A) Yazar, sanat dünyasına yeni bir pencere açtı.
B) Hızla giden trenin penceresinden dışarıya bakıyordu.
C) Dışarıdan gelen sesler herkesi pencereye koşturdu.
D) Günümüzdeki yeni sistem pencereler daha kullanışlı
--------------------------------------
çözüm:
Soyut sözcükler görme, işitme, koklama, tatma, hissetme duyularımızdan herhangi biriyle algılanamayan anlamlar taşır.
“Pencere” sözcüğü B, C ve D seçeneklerinde somuttur. Çünkü bu seçeneklerde yapıları veya tren, vapur gibi ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık anlamıyla kullanılmıştır.
A seçeneğindeki “pencere” sözcüğü ise mecazlaşarak soyutlaşmıştır ve “düşünsel açıdan yeni fikirleri ifade etmek” için kullanılmıştır. Öyleyse “pencere” sözcüğü A seçeneğinde soyut bir anlam taşır.
---------------------------------------------------------
“İçin” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir anlamda kullanılmıştır?
A) Çocukları için saçını süpürge etti.
B) Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
C) Gönül yâr için ağlar; fakat yâr anlamaz.
D) Tiyatroya, senin için de bir bilet aldık
------------------------------------------------------------------------------
“İçin” sözcüğü A, B ve C seçeneklerinde “uğruna” anlamıyla kullanılmıştır. D seçeneğinde ise diğerlerinden farklı olarak “amaç” anlamında kullanılmıştır.
-------------------------------------
1- Orhan, takımımızın koyu bir taraftarıdır.
2- Bebeklere koyu süt içirilmemesi gerekir.
3- Mahallenin gençleriyle koyu bir sohbet ettik.
4- Ressamın tablosunda koyu yeşil renk hâkimdi.
“Koyu” sözcüğü yukarıdaki cümlelerin hangilerinde mecaz anlamıyla kullanılmıştır?
A) 1 - 2
B) 2 - 4
C) 1 - 3
D) 3 - 4
-------------------------------------------------------
“Koyu” sözcüğü gerçekte fiziksel açıdan yoğunluğu ifade eder. Bu fiziksel özellik renk veya biçim olabilir.
Koyu sözcüğü sorunun 2. cümlesinde “yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı” anlamında kullanılmıştır. 3. cümlede ise “renk olarak karaya kaçan, açık karşıtı” anlamında kullanılmıştır. Bu iki anlam da varlıkların fiziksel durumları ile ilgilidir. Öyleyse bu iki cümlede sözük gerçek anlamıyla kullanılmıştır.
Ancak “koyu” sözcüğü 1. cümlede “bir şeyin aşırı taraftarı olma” anlamında, 3. cümlede ise “derin, hararetli” anlamında kullanılmıştır. Öyleyse koyu sözcüğü 1. ve 3. cümlelerde mecaz anlamıyla kullanılmıştır.